DİĞER
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
K24'te Temmuz ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"...Bu tür şiir kitabı tanıtma yazılarının en temel özelliği, ele aldıkları kitabı ve şairi tanıtmak dışında her çeşit Hacivatlığı yapıyor olmaları. Bir kısmı besbelli ki bir dostun başka bir dostun gönlünü yapmak için akşamüzeri çalakalem yazıverdiği övgü yazıları. Bir diğer kısmı ise kitap tanıtmaktan ziyade, besbelli tanıtma yazısının yazarını tanıtmaya yönelik..."
"O sessiz o huzurlu hayali bahar ülkesinin yeryüzüne açılan kapısında özel bir işareti, bir hatırası olsun isteyenler, taşa yazılacak son bir cümleyi hayal edenler vardır. Son bir bilgelik ya da kendilik imgesi. Mermere ne yazılsa kalıcı olabilir? Bir iki sözcükle bütün bir yaşamın özünü yoğunlaştırmak isteyen, içten içe dalgalanan bir söz."
Sevan Nişanyan’ın son çıkan Sürgün Yazıları adlı kitabı, kendi blogunda ve diğer mecralarda 2017’den bugüne yayınlanmış makalelerinin bir derlemesi ve aslında birbirini izleyen daha önceki üç ayrı derlemenin devamı ve sonuncusu. Adnan Ekşigil sadece bu kitabı ele almakla kalmıyor, bütün eserleri ve eksantrik kişiliğiyle ayrıntılı bir Nişanyan portresi çiziyor...
Erkek ülkesini, dünyayı, insanlığı, kendinden ve ailesinden büyük herhangi bir şeyi kurtarmak, başka kimsenin çözemeyeceği bir sorunu çözmek, başka kimsenin keşfedemeyeceği şeyi keşfetmek için evini terk etmek, canını tehlikeye atmak zorunda hisseder kendini. Eşi, sevgilisi, sevdiği kadın ise bu ihtiyacı anlayamaz
Hasine Şen Karadeniz: Bir romanı çevirmeden önce onu dikkatle okuyup inceliyorum. Metnin içinde kendimi rahat hissetmeliyim, beş altı ay boyunca içinde yaşayacağım mekânım olacak sonuçta
Vangelis Hacıyanidis: Bana göre edebiyat zor durumlarla ilgilenme sanatı, gündelik koşullarla değil. Zor bir durum sahnelediğin zaman okurun ilgisini çekebilirsin
Çetin Altan yaşasaydı, bugün 91 yaşına basacaktı. Altan'ı, aramızdan ayrılışının üçüncü yılında sevgi, saygı ve özlemle anarken, umudumuzu biraz da onun kelimeleriyle korumanın minnetini duyuyoruz...
Arşiv’den Yığın’a 13 başlık altında mekân ve queer kavramı etrafında bir gezinti...
Herhangi bir ideolojik söyleme yaslanmayan, gündeliğin içinde, kültürel yapıları bozarak, tarih içerisinden sesleri, dil ve anlam sınırlarıyla oynayarak tesirli yüzeylere dönüşen duvar yazıları, temsilsiz tekilliklerin dillenme ortamları...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.